DEVAM: 28- DURGUN SUDA
KÜÇÜK ABDEST BOZMANIN YASAK OLUŞU BABI
95 - (282) وحدثني
زهير بن حرب.
حدثنا جرير عن
هشام، عن ابن
سيرين، عن أبي
هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ قال: "لا
يبولن أحدكم
في الماء
الدائم ثم
يغتسل منه".
[:-654-:] Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir
Hişam'dan, o da İbni Sîrîn'den, o da Ebu
Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den naklen rivayet etti:
"Sakın sizden biriniz
durgun suda küçük abdestini bozmasın sonra da kalkar ondan yıkanır"
buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 14513
96 - (282) وحدثنا
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
حدثنا معمر عن
همام بن منبه؛
قال: هذا ما
حدثنا أبو هريرة
عن محمد رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فذكر أحاديث منها.
وقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "لا
تبل في الماء
الدائم الذي
لا يجري، ثم
تغتسل منه".* (29) باب
النهي عن
الاغتسال في
الماء الراكد
[:-655-:] Bize Muhammed b. Rafi'de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrezzak
rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Hemmam b.
Miinebbih'ten rivayet etti. dedi ki: Bu Ebu Hureyre'nin Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Muhammed'den bize tahdis ettikleridir deyip, çeşitli hadisler
zikretti. Bunlardan birisi de şudur:
Ayrıca (Ebu Hureyre)
dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): '~kmayan durgun suda küçük
abdest bozma, sonra kalkar ondan yıkanırsm" buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizi,
68; Tuhfetu'l-Eşraf, 14722
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Hadîsin bazı
rivayetlerinde durgun suya bevl etmek te'kid edatı ile bazılarında te'kitsiz
olarak zikir edilmiştir. Keza bazı rivayetlerde durgun su bazılarında onun
yerine daim su denilmiş ve bundan murad akmayan durgun su olduğu nefs-i
rivayette tefsir buyurulmuştur.
NEVEVİ ŞERHİ (653-655): Bu babta (654)
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Sizden herhangi bir kimse
durgun suda küçük abdest bozmasm sonra ondan kalkar yıkanır. " Diğer (655)
rivayette: '~kmayan durgun suda küçük abdest bozmasm ... " Öbür (653)
rivayette: "Durgun suda küçük abdest bozulmasını yasakladı"
buyurulmaktadır.
"Sonra
kalkıp ondan yıkanır" buyruğundaki "yıkanır" rivayetinde mı
merfudur; yani orada küçük abdestini bozma, sonra kalkıp ondan yıkanırsın
demektir. Üstadımız Ebu Abdullah b. Malik (r.a.)'ın zikrettiğine göre bunun
"küçük abdest bozmasm" anlamındaki fiilin mahalline atfen cezm ile
okunmasının da caiz olduğunu söylemiştir. Ayrıca "en" edatı takdir
ederek nasp ile de okunabilir. "Sonra" edatına ise atıf vav'ı hükmü
ile değerlendirilir. Cezm ile okunması açıkça anlaşılır, nasb ile okunması ise
caiz değildir. Çünkü yasak olanın bunlardan birisi değil, her ikisini birlikte
yapmanın yasaklanmış olmasını gerektirmektedir. Bunu ise kimse söylemiş
değildir. Aksine durgun suda küçük abdest bozmak içinde yahut ondan alınan su
ile yıkanmak istesin ya da istemesin fark etmez. Allah en iyi bilendir.
"Daim:
durgun" suyu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: '~kmayan"
ibaresi tefsir etmekte, anlamını açıklamaktadır. Böyle'likle havuz ve buna benzer
kısmen akmayan durgun suyu dışarıda tutmak istemiş olma ihtimali de vardır.
Buradaki
yasak bazı sular hakkında haramlığı, bazıları hakkında da mekruh olmayı ifade
eder. Bu da meselenin hükmünden çıkartılır. Eğer su çok miktarda ve akan bir su
ise hadisin mefhumu dolayısıyla içinde küçük abdest bozmak haram olmaz ama daha
uygunu ondan sakınmaktır. Şayet az miktarda akan bir su ise ashabımızdan bir
topluluk mekruhtur demiştir. Tercih edilen ise haram olduğudur. Çünkü Şafil'nin
ve başkalarının mezhebi olarak meşhur olan görüşe göre böyle bir iş onu
kirletir ve necis eder. Başkasının da aldanmasına sebep olarak necis olmakla
birlikte kullanmasına sebep olur. Şayet su durgun ve çok miktarda ise mezhep
alimlerimiz mekruhtur, haram olmaz demişlerdir. Haram olduğu söylenmesi de uzak
bir ihtimal değildir. (3/178) Çünkü nehy (yasaklama) muhakkiklere ve usul
alimlerinin çoğunluğuna göre tercih edilen kanaate göre haram olmayı
gerektirir. Ayrıca bu yasaklamadan onu kirlettiği anlaşılır, bazen de bu
değişikliğe uğrayacağından icma ile necis olması sonucuna kadar götürür, yahut
bir tarafının hareket ettirilmesi ile diğer tarafı da hareket eden su
birikintisine bir necaset düşmesi sebebiyle necis olur, şeklindeki Ebu
Hanife'nin ve ona muvafakat edenlerin kanaatine göre de necis olması sonucunu
verir.
Az
miktardaki durgun su ile ilgili olarak mezhep alimlerimizden bir topluluk onun
mutlak olarak mekruh olacağını söylemişlerse de doğru ve tercih olunan onda
küçük abdest bozmanın haram olduğudur. Çünkü bundan dolayı necis olur ve
malolma özelliği telef olur, onu kullanması sebebiyle başkasını da aldatmış
olur. Allah en iyi bilendir.
Mezhep
alimlerimiz ve diğer ilim adamları ise suda büyük abdest bozmanın da küçük
abdest bozmak gibi hatta daha çirkin olduğunu söylemişlerdir. Aynı şekilde bir
kaba küçük abdestini bozup sonra onu suya dökmesinin hükmü de böyledir. Nehrin
yakınında sidiği ona akacak şekilde küçük abdest bozması halinde de hüküm
budur, bunların hepsi zem edilmiş, çirkin ve belirtilen açıklamalar çerçevesinde
yasaklanmış bir iştir.
Bu
konuda ilim adamlarından herhangi bir kimse muhalefet etmiş değildir. Bundan
tek istisna Davud b. Ali ez-Zahiri' den nakledilen burada yasak bizzat insanın
küçük abdest bozması hakkında özeldir, büyük abdest de küçük abdest gibi
değildir diye nakledilen kanaatidir. Aynı şekilde (ona göre) bir kaba küçük
abdestini bozup sonra suya dökse yahut suyun yakınında küçük abdestini bozsa da
hüküm böyledir; fakat Davud ez-Zahiri' nin benimsediği bu kanaat ilim
adamlarının iemaına aykırıdır. Onun zahir ifadeden anlaşılan çerçevesinde
donuklaşıp, kalmasına dair nakledilen en çirkin görüşlerindende birisidir.
Allah en iyi bilendir.
İlim
adamları der ki: Suya varmayacak olsa dahi suyun yakınlarında küçük ve büyük
abdest bozmak mekruhtur. Sebep ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
genelolarak suya gidip gelinen yerlerde abdest bozmayı yasaklamış olması ve
bundan dolayı suya gidip gelenlerin rahatsız edilmesi ve bunun suya
ulaşmasından korkulmasıdır. Allah en iyi bilendir.
İstinca
yapmayan bir kimsenin suyun içinde istinca yapmak üzere suya gömülmesine
gelince, su içine necaset düşmesiyle necis olacak kadar az ise bu haramdır;
çünkü ona bulaşmış bir necaset vardır ve su da necis edilir. Şayet içine
necaset düşmesi sebebiyle necis olmayacak kadar çok ise eğer su akarsu ise
bunda bir sakınca yoktur, durgun ise haram değildir, mekruh olduğu da açıkça
görülmemektedir. Çünkü böyle bir iş küçük abdest demek değildir, ona yakın da
sayılmaz ama bir kimsenin bundan sakınması da elbette ki daha güzeldir. Allah
en iyi bilendir.